ROMA HUKUKU

 

ROMA HUKUKU BOŞLUK DOLDURMA

 

1.      İpotek aynî haktır.

2.      Kölelik kurumunu Romalılar yaratmıştır.

3.      Corpus Iuris Civilis kanun niteliğindedir.

4.      Müsrifin hak ehliyeti vardır.

5.      Mülkiyet hukuki, zilyetlik fiili hâkimiyettir.

6.      Kölelik mutlaka ömür boyu devam etmez.

7.      Parça borcunda borçlunun kusuru yoksa borçlu borcundan kurtulur.

8.      Kasıtta sorumluluk tarafların anlaşmasıyla kaldırılamaz.

9.      Ağır ihmalde sorumluluk tarafların anlaşmasıyla kaldırılamaz.

10.  Tarihçi mektep kanunlaştırma hareketine karşıdır.

11.  Alım-satım akdiyle mülkiyet geçmez. Mülkiyetin devri işlemi gerekir.

12.  Şahsi hak yalnızca ilgilisine karşı ileri sürülebilir.

13.  Magistra göreve seçimle 1 yıl için gelir.

14.  Digesta hukukçuların görüşlerini kapsar.

15.  Formula usulünde karara itiraz yoktur.

16.  Roma Barışı otoriten devleti ifade etmez.

17.  İpotekli taşınmazda borç ödenmezse, alacaklının malik olacağı konusunda anlaşma yapılamaz.

18.  Nevi borcunda ifa imkânsız hale gelmez.

19.  Parça borcunda ifa imkânsız hale gelebilir.

20.  Fevkalade usulde ispat açısından yazılı belge şahitten üstündür.

21.  Şart gerçekleşmesi belli olmayan bir olaydır.

22.  Aynî haklar herkese karşı ileri sürülebilir.

23.  Magistraların diğerine karşı veto hakkı vardır.

24.  Ariyet akdinden parça borcu doğar.

25.  Tabii borç ifa edilirse, geri ödenmesi gerekmez.

26.  Köleliğin esas sebebi, savaş esaretidir.

27.  Düzensiz vediada malı alan malik olur.

28.  Bir malın mülkiyetinin geçmesi için alım-satım akdi ve mülkiyetin devri işlemi gerekir.

29.  Ayın ihtilaftan dolayı iki kere dava açılamaz.

30.  Karara itiraz fevkalade usulde vardır.

31.  Vade gerçekleşmesi kesin bir olaydır.

32.  Formula usulüne geçiş sebebi yabancılara legis actio’ların uygulanmamasıdır.

33.  Hırsız çaldığı malın zilyedidir.

34.  Kira akdi şekle tabidir.

35.  Institutiones hukuka giriş niteliğinde öğretici kitabıdır.

36.  Corpus Iuris Civilis kanunnamesinin yapılış yeri İstanbul’dur.

37.  Corpus Iuris Civilis kanun niteliğindedir.

38.  Corpus Iuris Civilis’te hukukçuların görüşleri Digesta’da toplanmıştır.

39.  12 Levha Kanunları sosyal sorunları çözmek ve hafifletmek için çıkarılmıştır.

40.  Teamüller örf ve adetler yoluyla oluşmuş hukuk kurallarıdır.

41.  Iustinianus’un Institutiones’i Gaius’un Institutiones’ine örnek olarak kaleme alınmıştır.

42.  Zilyetliği koruyan dava praetor tarafından oluşturulmuştur.

43.  Formula yazılı dava programıdır.

44.  Formula usulünde kanun yolları yoktur.

45.  Digesta hukuk eserlerini bir araya toplar.

46.  Digesta hukukçuların görüşlerini kapsar.

 

  1. Formula usulünde hâkimin verdiği karar kesindir.
  2. Formula usulünde hâkim en üst makamdır.
  3. İmparator emirnameleri Codex’te toplanmıştır.
  4. Magistralar seçimle iş başına gelir.
  5. Magistralar örev süresi 1 yıldır, aynı makama bir daha seçilemez.
  6. Magistralar görev süresi bittikten sonra yargılanabilir.
  7. Magistralar ücret almazlar, devlet memuru değillerdir.
  8. Kölelik tabi hukuka aykırıdır.
  9. Tabii Hukuk mektebi Roma Hukuku’na karşı çıkmıştır.
  10. Köleler hukuki fiillerinden sorumlu değillerdir.
  11. Köleler azat edildikten sonra borçları dava edilemez.
  12. Roma Hukuku’nda hürriyet, vatandaşlık ve aile statuslarına sahip olmak gerekir.
  13. Roma Hukuku sayesinde Avrupa ilmi doğmuştur.
  14. Mutlak haklar zamanaşımına uğramazlar.
  15. Mutlak hak herkese karşı ileri sürülebilir.
  16. Malik, malını hukuka aykırı bir şekilde elinde bulunduran kişiye istihkak davası açabilir.
  17. İrtifaklar arızi ve şahsidir.
  18. Şahsi hakların en önemlisi intifa hakkıdır.
  19. İpotek ayni bir haktır.
  20. Rehin hakkı sınırlı aynî haktır.
  21. Şahsi hak herkese karşı ileri sürülemez.
  22. Alacaklı ifa yerine, aynı değerde başka bir malın verilmesini kabul zorunda değildir.
  23. Borç ödenmezse alacaklı ipotekli taşınmaza anlaşma ile malik olamaz.
  24. Borçlu ibra teklifini kabul etmek zorunda değildir.
  25. İpotekli taşınmaza, borç ödenmezse, alacaklının malik olacağı konusunda anlaşma yapılamaz.
  26.  İpotek ve kefalet teminat için başvurulan mameleklerdir.
  27. Şart gerçekleşmesi bilinmeyen bir olaydır.
  28. Mülkiyetin geçmesi için devir işlemi gerekir.
  29. İrtifaklar tescille kurulur.
  30. İpotek şahsi hak değildir.
  31. Alacaklı ipotekli malı satarak alacağını satış bedelinden alabilir.
  32. Şahsi hak sadece borçluya karşı ileri sürülebilir.
  33. Nispi hakkın ihlali sadece borçlusu tarafından mümkündür.
  34. Nispi hak zamanaşımına uğrar.
  35. Hakkın iktisabı devren ya da aslen olur.
  36. Devren iktisap cüzi ve küllidir.
  37. Glossatorların çalışmaları bilimsel alandadır.
  38. Glossatorların açıklamaları ve notları sistematik hukuk araştırmalarında yardımcı olmuştur.
  39. İlk defa glossatorlar gaiplik halinde kaybolanın 100 yıl yaşayacağı karinesini getirmiştir.
  40. Postglossatorlar, glossatorları açıklamaya çalışır.
  41. Postglossatorlar gerçek kişi tüzel kişi ayırımı yapmamışlardır.
  42. Tarihi hukuk mektebi kanunlaştırma hareketlerini reddetmiştir.
  43. Cumhuriyet dönemi sonunda siyasal haberler kanunlar senatus kararları tarih sırasına göre gazetede yayınlanmıştır.
  44. Vade kesin bir olgudur.
  45. Vadeli borç hemen ifa edilir.
  46. Consullar ceza işlerinde kazai yetkilere sahipti.
  47. İmparator emirnameleri codex’te toplanmıştır.
  48. Mülkiyet bir haktır, zilyetlik fiili durumdur.
  49. Roma’da boşanma, evlenme şekle bağlı değildi.
  50. Kira akdi şekle bağlıdır.
  51. Muamelenin unsurları, esas, arızi ve tabii’dir.

 

  1. Formula usulü kanuna dayalıdır.
  2. Formula’da davacı davalının rızası olmadan davayı genişletemez veya niteliğini değiştiremez.
  3. Formula özel hukuk alanında kullanılır.
  4. Formula usulünde karara itiraz yoktur.
  5. Formulada daima mahkûmiyet paraya ilişkindir.
  6. Düzensiz vediada malı alan malik olur.
  7. Ariyet akdinden species (parça) borcu doğar.
  8. Müsrifin hak ehliyeti vardır.
  9. Müsrifin fiil ehliyeti kısıtlanır ve kayyım atanır.
  10. Tabii hukuk gereği herkesi eşit kabul eder.
  11. Mısırda Formula usulü hiç uygulanmamıştır.
  12. Formulaya geçiş sebebi praetorlardır.
  13. Boşanma davası hâkimle görülür.
  14. Bir belgenin çürütülebilmesi için en az 5 şahit gerekir.
  15. Mahkûmiyet mutlaka paraya ait değildir.
  16. Yazılı belge tanıktan üstündür.
  17.  Şahsi hak sahibi malı takip edemediği zaman tazminat isteyebilir.
  18. Aynî hak sahibine takip hakkı verir.
  19. Edim borç ilişkisinin konusudur.
  20. Edim maddi bir değer taşımalıdır.
  21. Nevi borçlarına en çok misli eşyalarda rastlanır.
  22. Parça borcunda borçlunun sorumlu olmadığı sebepten dolayı telef olursa, borçlu borcundan kurtulur.
  23. Seçim hakkı kural olarak borçluya aittir.
  24. Misli eşyaya ait borçlar nitelikleri itibarıyla bölünebilen borçlardır.
  25. Davasız bor bir hakkaniyet bağı oluşturur.
  26. Kölenin hak ehliyeti yoktur.
  27. Bir köleye yaptığı akitten dolayı dava açılamaz.
  28. Kölenin borcu davasız borçtur.
  29. Formula usulünde mahkûmiyet mutlaka paraya ilişkindir.
  30. Cebir icranın amacı borçlunun mallarıdır.
  31. Tabii boç kapsadığı edim ifa edilirse geri verilmez.
  32. Fevkalade usulde hâkim, maaşlı devlet memurudur.
  33.  Mücbir sebepten dolayı borçlu sorumlu olmaz.
  34.  Alacaklı alacağını borçlunun izni olmadan 3. Kişiye temlik edebilir.
  35. Hırsız daima temerrüt halinde kabul edilir.
  36. Mütemerrit borçlu edim imkânsız hale gelse bile borcu sona ermez.
  37. Mütemerrit borçlu yerine getiremediği borç konusuna ilişkin bir temerrüt faizi ödemek zorundadır.
  38. İbra borçlunun rızası ile alacaklının alacağından feragat etmesidir.
  39. Ariyet alan malı kullandıktan sonra geri vermek zorundadır.
  40.  Ariyetin geçerli olması verenin malik olmasına bağlı değildir.
  41. Ariyet akdi ücretsizdir.
  42. Ariyet akdi ücretsiz ve isimsiz akitler ücretlidir.
  43. Ariyet akdinden doğan borç parça borcudur.
  44. Ödünçte nevi borcu doğar.
  45. Ariyet alan feri zilyet, veren asli zilyettir.
  46. Ödüncün konusu misli eşyadır.
  47. Ariyette malın kullanılması ücretsizdir.
  48. Ödünç tek taraflı bir akittir.
  49. Ariyet akdinde ariyet alan malın maliki olur.

 

 

  1. Ariyet alan her zaman borç altına girer.
  2. Vedia alan malı verme borcu altına girer.
  3. Vediadan doğan borç parça borcudur.
  4. Vedia alan sadece ağır ihmalden sorumludur.
  5. Taşınmaz rehinine ipotek denir.
  6. Rehin anlaşması bir aynî hak temin eder.
  7. Mülkiyet nakli mal üzerinde aynî bir hak kazandırır
  8. Aynı ihtilaf hakkında iki defa dava açılmaz.
  9. Beceriksizlik ihmal sayılır.
  10. Taksir (ihmal) ile hırsızlık oluşmaz.
  11. Fortum’dan doğan ceza davaları hırsıza karşı açılabılır.
  12. Vediadan sırf ağır ihmalden sorumlu tutulduğu için çalınan malı tazminat etmek zorunda değildir.
  13. Fevkalade usulde hâkimin kararına itiraz vardı.
  14. Modern kanunlaştırma hareketleri ile 12 levha kanunları arasında benzerlik vardır.
  15. Institutiones hukuka giriş niteliğindeki öğretici kitabıdır.
  16. Roma krallık devrinde krallık irsi değildir.
  17. Praetor kökenli zilyetlik davası Türk Hukuku’nda da yer alır.
  18. Borçlu ipotek gösterdiği taşınmaz malın mülkiyetini devredemez.
  19. 1926 tarihli Türk Medeni Kanunu’nun gerekçelerinde tarihi mektep’ten söz edilir.
  20. Kölelik kurumunu Romalılar yaratmıştır.
  21.  Sebepsiz zenginleşmede malını kaptıran taraf malını geri isteyemez.
  22. Ius civile Romalılara, ius gentium yabancılara uygulanırdı.
  23. Hukuk bölümünü kapsayan eser corpus ıuris civilis dir.
  24. İnstitutiones 3 bölüme ayrılır. Bunlar kişilere, mallara ve davalara ilişkin hukuk türüdür.
  25. Mülkiyetin birisinden başka birisine geçmesi devir ile olur.
  26. Instıtutıones hukuk eğitimden hukuka giriş kitabı (başlangıç) kitabı olarak kullanılır.
  27. Corpus Iuris Cıvılıs 4 bülümden oluşur. Bunlar Digesta, Codex, Instıtutıones ve novella’dır.
  28. Codex imparator emirnameleriden oluşur.
  29. XII levha kanunları Roma’nın ilk kanunlaştırma hareketidir.
  30. XII levha kanunu patricii-plebs sınıfı mücadelelerinden ortaya çıkmıştır.
  31. Digesta klasik hukukçuların eserlerinden oluşur.
  32. Corpus Iuris Cıvılıs’ı oluşturanlar, klasik hukukçular arasındaki görüş ayrılıklarını ortadan kaldırmak için interpolatio’yu yapmışlardır.
  33. Novella Corpus Iurıs Cıvılıs’e XVI. yy eklenmiştir.
  34. Magistralarda aynı görevde iki kişi vardır.
  35. Köle ile hürün evlenmesine comtubernium denir.
  36. Köleler haksız fiillerinden sorumludurlar.
  37. Pax Romana 200 yıl süren barış ve sükûnu ifade eder.
  38. Türkiye ile Bizans arası dönemler 3’e ayrılır. Bunlar Roma-Bizans Dönemi, Osmanlı dönemi ve T.C. dönemidir.
  39. Roma siyasi devirleri 4’e ayrılır. Bunlar, ilk imparatorluk, son imparatorluk, krallık ve cumhuriyet devridir.
  40. Hukuk ilmi Pozitif hukuk, hukuk tarihi ve hukuk felsefesi olarak 3 bölümde incelenir.
  41. Roma devletinin ilk 3 organı Magistra, Senatus ve halk meclisleridir.
  42. Modern hukuk eğitimi özel hukuk ve kamu hukuku olarak tasnif edilir.
  43. Aynı hak hakkı ihlal eden herkese karşı ileri sürülebilir.
  44. Rehin hakkı sınırlı ayni haktır.
  45. İrtifaklar tescille kurulur.
  46. Alacaklı ipotekli malı satarak alacağını alabilir.
  47. Alacaklı, rehinli malı kullanamaz.
  48. Nispi hak sadece belirli kişilere karşı (borçlusuna) ileri sürülebilir.

 

  1. Nispi haklar 3. kişilere karşı ileri sürülemez. Buna alelade nispi hak denir.
  2. Tapuya kayıtlı olan taşınmazların devri tescil ile taşınır mallar ile teslim ile geçer.
  3. Hakların kazanılması iki şekilde olur. Aslen ve devren iktisap olarak.
  4. Tarihçi hukuk mektebi kanunlaştırma hareketlerine karşıdır.
  5. Tarihçi hukuk mektebinin bir devamı pandekt hukuk ilmidir.
  6. Tek taraflı hukuki muamele vasiyetname, mirasın reddi, azat etme…
  7. Sağlar arası hukuki muameleler alım-satım akdi, bağışlama akdi…
  8. Ölüme Bağlı hukuki muameleler vasiyetnamedir.
  9. Roma hukukunda fiil ehliyetini etkileyen unsurlar yaş, cinsiyet, müsriflik ve akıl hastalığıdır.
  10. Vade de alacak hakkı hemen doğar.
  11. Yenilik doğuran haklarda hak sahibi tek taraflı iradesiyle hukuki ilişkiyi kurar.
  12. Düzensiz vediada species (parça) borcu doğar.
  13. Hukuki uygun olamayan fiiller kendi içinde haksız fiiller ve sözleşmeye aykırı fiiller diye ikiye ayrılır.
  14. Fevkalade usulde dava tek aşamadır.
  15. Fevkalade usulde karar yazılı olarak bildirilir.
  16. Birisine ait malı elinde bulunduran 3. kişiye verirse, bu kişiye karşı rei vindictio (istihkak davası) açılabilir.
  17. Edim imkânsız olmamalıdır.
  18. Dare borcu özellikle bir mülkiyete ve zilyetliği nakil borcunu yükler.
  19. Dare borcu ile vaat eden kişi nakil ile yükümlüdür.
  20. Facere borçları kural olarak bölünemez.
  21. Nevi borçlarda en çok misli eşyada görülür.
  22. Parça borcunda, borçlunun sorumluluğu olmadan dolayı edim telef olursa borçlu borcundan kurtulur.
  23. Köle borç altına girer, fakat borcu davasız borçtur.
  24. Hafif ihmalden sorumluluk tarafların anlaşması ile kaldırılabilir.
  25. Ağır ihmal kasta eşittir.
  26. Mücbir sebep engellenemeyen olaydır.
  27. İfa kural olarak borçlu tarafından yapılır.
  28. Temerrüt borcun zamanında ödenmemesidir.
  29. Tabi borçlar temerrüt olmaz.
  30. İfa makamına temlik, borç bu halde ifa yerine başlıca bir şeyin verilmesiyle ortadan kaldırılır.
  31. Alacaklı ile borçlu arasında alacağı ortadan kaldırmak için yapılan anlaşmaya ibra denir.
  32. Bir şeyin kullanılması için vermek karşılıksızdır. Buna ariyet denir.
  33. Ariyet alan Roma hukukunda zilyet davalarını açamaz, malik açar.
  34. Ödünç tüketilmek üzere alınır.
  35. Bir taşınır malı ücretsiz olarak saklamak ve muhafaza etmek için başka bir kişiye verilmesiyle vedia meydana gelir.
  36. Vedia alan her zaman borçludur.
  37. Usulsüz vediada borç parça borcudur. Hasar borçluya aittir.

 

 

                   ROMA HUKUKU KLASİK ÇALIŞMA SORULARI

 

1- Türkiye ile Roma Hukuku arasındaki dönemleri yazınız.

  • Roma-Bizans Dönemi
  • Osmanlı Dönemi
  • T.C. Dönemi

 

2- İnstitutiones nedir? Hukuktaki yeri nedir?

Son imparatorlukta öğrencilere hukuk eğitimi verilen Gaius’un İnstitutiones’i yeterli gelmemeye başlamıştı. Iustinianus Constantinapolis ve Beyrut hukuk mekteplerinden profesörlere yeni bir hukuk kitabı hazırlamalarını istedi. Ve onlar da toplama ve derleme bir kanun gücünde ders kitabı İnstitutiones’i hazırladılar. Hukuk bilgilerini Kişilere, Mallara ve Davalara ilişkin üç ana bölüme ayırmışlardır. 533 yılında Digesta ile yürürlüğe girmiştir. Hukuktaki yeri ise Institutiones hukuk bilgilerini bölümlere ayırmıştır. Modern hukukta da bu ayırım vardır. 19. yy da Pandekt Hukuk Bilimi, Tabiî Hukuk akımıyla geliştirilmiştir.

 

  • Genel Hükümler Eklenmiş

 

  • Şahıslara İlişkin Hukuk             Şahsın Hukuku 

                                                                  Aile Hukuku

 

  • Mallara İlişkin Hukuk                 Eşya Hukuku

                                                             Borçlar Hukuku

                                                             Miras Hukuku

                                                            

Türk Medeni Hukuk Sistemine Yansıması

 

  • Şahıslara İlişkin Hukuk              Başlangıç Hükümleri

                                                             Şahsın Hukuku

                                                             Aile Hukuku

 

  • Mallara İlişkin Hukuk                 Eşya Hukuku

                                                             Borçlar Hukuku

                                                             Miras Hukuku

 

  • Davalara İlişkin Hukuk               Medeni Usul Hukuku

                                                             İcra Ve İflas Hukuku                

 

3- Haklar nasıl kazanılır? Nasıl kaybedilir?

      Haklar aslen ve devren kazanılır. Hakkın hak sahibinden ayrılmasına hakkın kaybı denir. Eğer hak başkasına intikal etmeden ortadan kalkmışsa sona erer.

       Aslen kazanma: O zamana kadar herhangi bir hakka konu olmamış mal dolayısıyla, bu malın üzerinde hak elde edilmesidir.

      Devren kazanma: Bir hak devir işlemi ile önceden ait olduğu kişiden, başka bir kişiye geçmektedir. Bu geçiş hukuki muamele ile gerçekleşir.

 

4- Köleliğin sebepleri nelerdir?

  • Doğum yoluyla
  • Savaş esareti yoluyla
  • Borcunu ödememe durumunda
  • Ölüme veya madende çalışmaya mahkûm edilenler
  • Sahipsiz köleler
  • Semenini paylaşmak amacıyla kendini köle gibi satan sonrada hür olduğunu ispat etmek isteyenler köle olarak kalırlardı
  • Bir köle ile cinsel ilişkide bulunan Romalı hür kadın

 

5-Köleliğin sona erme nedenleri nelerdir?

  • Değnekle azat etme
  • Sayım sırasında azat etme
  • Vasiyetname ile azat etme
  • Kilisede azat etme
  • Roma toplumuna büyük hizmeti geçen kölelere, devlet özgürlük tanıyabilirdi
  • Hastalığı ya da ihtiyarlığı nedeni ile terk edilen köleler
  • Uzun süreli zamanaşımı

 

6- Hak ehliyetini kısıtlayan haller nelerdir?

  • Din
  • Şerefsizlik (infamia)
  • Azatlık durumu
  • Sınıflar

 

7- İnfamia (şerefsizlik) nedir?

      Bir kimsenin toplum içinde ki saygıdeğer durumunu kaybetmesidir. Kamu hizmetlerine katılamaz, seçme ve seçilme hakları elinden alınır, bunlar mahkemede dava açamaz, başka bir kimseyi de temsil edemez. Şahitlik yapamazlardı.

 

 8-Şerefsizlik halleri nelerdir?

  • Korkaklık sebebi ile ordudan atılma
  • Aynı anda iki kişi ile evli olma
  • Bazı mesleklerin icra edilmesi (aktörlük, hayvanları dövüştürme, fuhuş için aracılık etme)
  • Bazı davalardan mahkûmiyet alma
  • Para karşılığında davadan vazgeçme

 

 9- Patria Potestos altına girme (baba hâkimiyeti) nasıl oluyordu?

·         Doğum yoluyla (evlenmeden itibaren 7. ile 10. ay arasında doğanlar)

·         Evlat edinme yoluyla

·         Nesebin düzeltilmesi

·         Evlilik dışı doğanlar sonradan anne ve babasının evlenmesiyle

·         Babanın istemi ve imparatorun tasarrufuyla

 

10- Vasi ile Kayyım arasındaki farklar nelerdir?

         Vasi, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve mal varlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür.

         Kayyım ise, belirli işleri görmek veya mal varlığını yönetmek için atanır. Kayyım akıl hastaları, müsriflere, ergen küçüklere atanır.

         Vasi ise küçüklere ve kadınlara atanır.

 

 

11- Fiil ehliyeti hakkında bilgi veriniz. Fiil ehliyetini etkileyen unsurlar nelerdir?

         Fiil ehliyeti, kendi fiilleriyle haklar kazanabilme ve borç altına girebilme yeteneğidir. Fiil ehliyetini etkileyen unsurlar;

  • Yaş
  • Cinsiyet
  • İsraf
  • Akıl hastalığı

 

12- Haksız fiillerin şartları nelerdir?

  • Hukuka aykırı olmalı
  • Failin kusuru olmalı
  • Kasız fiille meydana gelen sonuç arasında nedensellik bağı olmalı
  • Haksız fiil sonucu bir zarar görülmelidir

 

13- Hukuki olay nedir?

        Kendisine hukuk düzenince neticeler bağlanmış olaydır.

 

14- Hukuki fiil nedir?

         Kendisine hukuki netice bağlanan insan fiillerdir.

 

15- Hukuki muamele nedir?

         Belli bir hukuki sonuca yönelmiş irade beyanıdır. Vasiyetname, mülkiyetin nakli gibi..

 

16- Hak ehliyeti nedir? Hak ehliyetine sahip olabilmenin şartları nelerdir?

  • Aile durumu
  • Hürriyet
  • Vatandaş olmak
  • Köle olmak

 

17- Magistra’ların işlevleri nelerdir?

         Magistra, devletin icra organı olarak faaliyet gösteren, halk meclislerinin 1 yıl için seçtiği yüksek dereceli görevlilerdir. Magistralar ücret almazlar. Bugün ki anlamda devlet memuru değillerdir.

 

18- Censor’un faaliyetlerini yazınız.

         Mali ve ahlaki yaşayışı denetler, nüfus sayımlarını yapar. Vatandaşlara not verip, şerefsizlik durumuna işaret koyar. Roma vatandaşlarının mali varlıklarını hesaplar. İlerleyen yıllarda Senatus listelerini düzenler.

 

19- İmparator adına cevap verme yetkisi nedir?

          İlk imparatorluk döneminde imparator Augustus, kendi hizmetinde çalışacak hukukçuları önceden özenle seçmiş ve bunlara imparator adına cevap verme yetkisi vermiştir. Bu hukukçuların fikir birliği mevcut ise, bu cevap kanun gücünde sayılıyordu.

 

20- Takdiri deliller nelerdir? Birini açıklayınız.

  • Şahit: Bilgisine ve görgüsüne başvurulan kişiye denir.
  • Keşif
  • Bilirkişi
  • Özel hüküm sebepleri

 

 

 

21- Kesin deliller nelerdir? Birini açıklayınız.

  • İkrar: Davalının dava konusu olayın doğruluğunu kabul etmesidir.
  • Senet
  • Yemin
  • Kesin hüküm

 

22- Şartlı muamele hakkında bildiklerinizi yazınız? Sonuçları nelerdir?

        Şart, hukuki muameleye ilave edilmiş özel bir unsurdur. Hukuki muamelenin neticeleri, gelecekte gerçekleşeceği muamele sırasında belli olmayan bir olguya bağlanmıştır.

·         Geciktirici (taliki) Şart - Bozucu (infisahi) Şart

·         İradi şart - Tesadüfî Şart - Karma şart

·         Gerçekleşebilecek şartlar – Gerçekleşemeyecek şartlar

·         Olumlu şartlar – Olumsuz Şartlar

Sonuçları;

-          Taraflar şartla bağlıdır.

-          Şart gerçekleşince hukuki neticeler kendiliğinden doğar.

-          Gerçekleşmezse, hukuki muamele ortadan kalkar.

 

23- Vade (dies) nedir?

        Hukuki muameleye eklenmiş, gelecekte gerçekleşmesi kesin olan olgudur. Taraf iradesiyle hükümler belli bir vadede başlayacaktır veya sona erecektir. Başlangıç ve sona erdirici vade vardır. Yılbaşında kira kontratı yürürlüğe girecektir. Vade geldiğinde borçlu kendiliğinden temerrüde düşer.

 

24- Formula nedir? Kısımları nelerdir?

         Formula, davanın takip edileceği program hakkında hâkime talimat veren, belli bir şekilde düzenlenmişi Praetor’un ağzından kaleme alının yazılı bir belgedir. Her dava için ayrı Formula yapılır ve her birine o dava ile ilgili her şey konurdu. Formula usulü hukukun gelişmesine imkân vermiştir. Formula verebilen ya da ret edebilen Magistra, her durumda hakkaniyet gereklerini yerine getirebilmiştir. Formula özel hukuk alanında kullanılırdı.

       Formula’nın kısımları;

  • Demonstratio: Hâkime davacının talebinin hangi olaya dayandığını gösterir.
  • İntentio: Formula’nın en önemli kısmıdır. Davanın temeli ve konusunu gösterir.
  • Condemnatio: Bu kısım hâkime davalıyı, mahkûm etmesi veya beraat etmesi için yetki verir.

 

25- Kanun yolları (appellatio) nedir?

        Bir davayı yeniden tetkik ettirmek için başvurulan yollara nedir. İki çeşittir;

  • İstinat: Bir davanın yeniden görülmesidir.
  • Temyiz: Bir dava yeniden görülmez, usulsüzlük olup olmadığına bakılır.

 

26- Roma Barışı (pax romana) nedir?

        Pax Romana, Latince’de Roma Barışı demektir. Pax Romana’yı sağlayan Augustus cesardır. İlk imparator döneminin ilk iki yüzyılı, Roma Devlet’inin en görkemli ve istikrarlı zamanıdır. İçte ve dışta büyük çalkantılar ve mücadeleler sonucu kurulmuş imparatorluğun ilk iki asrına Pax Romana denir. Geniş imparatorlukta önemli bir kargaşa ve olay çıkmamıştır. İki yüz yıla yakın barış ve sükûn devresi vardır. Roma medeniyeti başta Akdeniz havzası olmak üzere o zamana kadar yayılmıştır. Roma ve Helen kültürü karışmıştır.

 

27- Roma vatandaşlığı nasıl kazanılır? Nasıl kaybedilir?

       Kazanılması;

  • Ana ve baba Romalı ise, bu evlilikten doğan çocuk Romalı olur.
  • Evlilik yoksa doğum anında ananın vatandaşlığına bakılırdı. Baba yabancı, ana Romalı ise önceleri çocuk Romalı olurdu, sonraları babanın statüsüne bakılır oldu.
  • Azat etme koşullarına uygun azat edilen köle Roma Vatandaşı oluyordu.
  • Roma Devletine yararlı olmuş yabancılara vatandaşlık sunulabiliyordu.
  • Bazı istisnai durumlarda toplu vatandaşlık yapılıyordu.

Kaybedilmesi;

  • Başka bir vatandaşlığa geçme
  • Özgürlüğün kaybı
  • Ceza yolu ile sürgüne gönderilme
  • Roma sınırları dışına çıkarılma

 

28- Hak ehliyeti nedir? Modern hukuktaki yeri nedir?

        Kişinin haklara ve borçlara sahip olabilme yeteneğidir. Roma’da hak ehliyeti için kişi olmak yeterli değildi. Belli statülere sahip olmak gerekiyordu. Kölelerin hak ehliyeti yoktu.

       Bu statüler 3 gruba ayrılmıştır;

  • Hürriyet durumu
  • Aile durumu
  • Vatandaşlık durumu

Hak ehliyetini kısıtlayan nedenler 4 tanedir.

  • Din
  • Şerefsizlik
  • Azatlık durumu (kölelik)
  • Sınıflar

 

Modern hukukta ki yeri ise, hak ve fiil ehliyeti ayırımı Roma Hukuk’unda olduğu gibi Modern Hukuk’ta da vardır. Sadece Romalılar tüzel kişilik kavramlarını geliştirmediler.

 

29- Def ’î yi (exceptio) iki tane örnekle açıklayınız.

        Defi’nin başlıca amacı dava yolu ile istenen borcu hükümsüz bırakmak, davalının beraat etmesini sağlamaktı.

        Defi çeşitleri: Hile def ’î, tehdit def ‘i, zamanaşımı def ’î.

Örnek: Korkutularak sözleşme imzalatılmış bir kişi bu olayı kabul ederken aynı zamanda ikrah def ‘î yi ileri sürerek borçtan kurtulur.

Örnek: Borçlanmanın üzerinden 30 yıl geçtiği halde talep edilmeyen borçlar zamanaşımına uğrar. 30 yıl sonra talep olursa borçlu zamanaşımı def ‘î yi ileri sürerek borcundan kurtulabilir.

 

30- Parça borcu nedir? Bir örnekle açıklayınız. Modern hukuktaki yeri nedir?

        Parça borcu yeryüzünde tek olan belli bir malın taahhüt edilmesidir. Borçlunun vermekle yükümlü olduğu o ev, şu araba, bu at olarak belirtilmişse parça borcu doğmuştur. Şimşek adlı siyah at, Medine isimli köle parça borcudur. Modern hukukta misli veya misli olmayan eşya ayırımı B.K. da önemli bir ayırımdır. Parça borcu ayni hakkın konusudur.

 

 

31- Nevi telef olmaz ilkesini açıklayınız.

        Borçlunun nevi borcunun ifası için tahsis ettiği mallar, borçlunun kusuru olmadan telef olursa borcundan kurtulmaz. Çünkü borçlu o malları değil, o malların nevinden malları borçlanmıştır.          O malların tümünün ortadan kalkması mümkün değildir. Kömür ya da portakal yüklü bir araba devrildiğinde telef olabilir ama malları yok olmaz.

 

32- Satma yasağı (lex commussoria) nedir?

        Borcun ödenmemesi durumunda rehinin alacaklıya geçme akdi geçersizdir. A, B ye 100 altın borç veriyor. B’ de evini rehin veriyor. 100 altını B ödeyemezse, A onun evini alamaz ve satamaz.

 

33- Borcun unsurları nelerdir?

·         Borç ilişkisinin tarafları alacaklı ve borçlu

·         Borçlunun ifa ile yükümlü olduğu borcun konusu, edim

·         Alacaklının borçlusuna karşı, alacağını almak için kullandığı zorlama unsuru

 

34- Borcun konusu nasıl olmalıdır? Şartları nelerdir?

        Dört tane şart vardır;

  • Edim (borcun konusu) imkân dâhilinde olmalıdır.
  • Edim hukuka ve ahlaka aykırı olmamalıdır.
  • Edim tayin edilmiş veya edilebilir olmalıdır.
  • Edim para ile ölçülebilir olmalıdır.

 

35- Edim tipleri nelerdir?

  • Dare (vermek): Bölünebilir. Rehin vermek, âriyet vermek gibi.
  • Facere (yapmak): Bölünemez. Bina yapmak, elbise dikmek gibi.
  • Prastare: Mülkiyeti nakletmeden maddi bir malın verilmesidir. Atın sağlıklı olduğunu taahhüt eden, hasta bir atı vermişse borcundan kurtulamaz.

 

36- Seçimlik borç (obligatio alternativa) nedir?

        Borç ilişkisinde iki veya daha fazla edimin gösterilmesidir. Bunlardan birinin ifası gerekmektedir. Birisi saatini veya yüzüğünü veya atını taahhüt etmiştir. Seçim hakkın genelde borçluya aittir.

 

37- Bölünebilen-bölünemeyen borç nedir?

       Eğer borç bütünlüğü bozulmadan, değeri azalmadan kısımlara ayrılıp ifa edilebiliyorsa bölünebilen borçtur. Aksi halde bölünemeyen borçtur. Dare bölünebilir, facere bölünemeyen borçtur. Para veya 500 kg. buğday bölünebilir borca girmektedir.

 

38- Tabii borç (davasız veya eksik borç) nedir?

         Davası olmayan fakat hukuki sonuçlar yaratan tabii borçlardır. Obligatio civilis tam borçtur, davası vardır. Kumar borcu, bahis borcu, teyzeye verilen borç eksik borçlara örnektir. Hukuki bağı yoktur, hakkaniyet bağı oluşturur. Zorlama ile ifa istenemez. Ancak ödenmiş ise artık geri istenemez.

 

39- Kusur kavramı nedir?

        Eğer borcu borcunu ödemek için gerekli dikkati, gayreti göstermemişse, gerekli tedbirleri almamışsa kusurludur. Mesela, bir yere gitmek için ücretsiz alınan otomobil geri verilmemişse, kullanılmak için alınan bir mücevher geri verilmemişse kusurdur.

 

40- Kusur dereceleri nelerdir?

        Kusur kast ve ihmal olmak üzere ikiye ayrılır.

Kast: Haksız veya kötü niyeti ifade eder. Kişi kasıttan dolayı sorumlu olur. Borçlunun borcunu bilerek ve isteyerek ödememesine kast denir.

Taksir: Dikkatsizlik ve özensizlik demektir. Kişi beklenen dikkat ve özeni göstermemişse ihmal vardır. Borçlu yanlış hareket etmemeye, hareketin muhtemel zarar verici sonuçlarını hesap etmekle yükümlüdür. İhmalde hukuka aykırılık, haksızlık ve kasıt yoktur. İhmal ikiye ayrılır. Hafif ihmal ve ağır ihmal.

        Kastın sorumlulukları;

Kasıttan borçlu sorumludur. Emredici hükümdür. Kasıt ve ağır ihmal eşit sayılır. Hile ve ağır kusur halinde ileri gelen sorumluktan borçlunun kurtulacağına dair yapılan anlaşma geçersizdir.

        İmhalın sorumlulukları;

Sorumluluktan emredici değil genel ilkedir. Hafif bir ihmal ile sorumlu olmak, bir kusur, bir ihmal varsa borçlu sorumlu olacaktır. İhmalin olup olmadığı dürüst insan olup olmadığına göre tayin edilir.

 

41- Beklenmedik olay nedir?

        Bir insanın kolaylıkla öngöremeyeceği olaydır. Bir kimsenin kusurlu olmadan beklemediği bir olay yüzünden borcunu ifa edememesidir. Ana ilke böyle, olaylardan kimse sorumlu tutulamaz. Borcunu ödemeye giden borçlunun, çantasını çaldırması gibi.

 

42- Mücbir sebep nedir?

        Bazı öngörülmeyen olaylardan dolayı sorumluluk söz konusu olamaz. Engellenemeyecek olaylar yüzünden borcun ifası gerçekleşemeyebilir. Örneğin, ödünç alınan sofra takımı selle telef olmuşsa borçlu bundan sorumlu tutulmaz; ama ödünç alınan at çiftliğe gönderilecekken savaşa gönderilmişse, bunda mücbir sebep aranmaz.

 

43- Alacaklının birlikte kusuru (compensatio culparum) nedir?

            Bazen kusur karşılıklı olur. Zararın oluşmasında hem borçlunun hem de alacaklının kusuru bulunur. Örneğin; temizlikçiye yolladığımız bir gömlekte altın kol düğmelerimizi unutarak kol düğmelerimizin kaybolmasına sebep olduysak temizlikçiden tazminat talebinde bulunamayız. Burada iki taraflı kusur vardır.

 

44- Borcun kaynakları nelerdir?

1.      Akitler

2.      Haksız fiil

3.      Sebepsiz zenginleşme

 

45- Borcun sona erme nedenleri?

  • İfa: verme ödeme
  • İfa yerine temlik: Borçtan alacaklının kabul etmesiyle başka bir şey vererek kurtulması
  • Yenileme: Borcun kapsamının değiştirilmesiyle eski borç sonar erer. Vade değişimi, teminat eklenmesi
  • İbra: Alacaklı ile borçlu arasında borcu kaldırmak için yapılan anlaşmadır. İki tarafın rızası aranır.
  • Davanın tespiti: Usul hukukuna göre dava açılmasıyla mevcut bor sona erer.
  • Takas: Bir borcun benzeri bir borcu ortadan kaldırması
  • Birleşme: Alacaklı ile borçlunun aynı kişi olması

 

46- Temerrüt (mora) nedir?

            Borç ödenmesi gereken tarihte ifa edilmezse, bir gecikme vardır. Bu gecikmeye bazen alacaklı bazen borçlu neden olur. Temerrüt olması için borç geçerli bir borç, vadeye bağlı ise vadesi gelmiş, şarta bağlı ise şart gerçekleşmiş olmalıdır. İki çeşit temerrüt vardır: Alacaklının temerrüdü, borçlunun temerrüdü.

 

 

 

47- Alacaklının temerrüdü nedir?

            Alacaklının borçlunun borcunu ifasını haksız yere kabul etmemesidir. Ancak bunun sonucu borçlu borcundan kurtulmaz, sorumluluğu hafifler. Örneğin; bir kiracı usulüne uygun zaman ve şekilde burcunu ifa etmesi halinde, alacaklının haklı bir sebep olmadan ifayı kabul etmemesi, alacağını almaktan kaçınması halinde temerrüde düşmesi denmektedir.

 

48- İbra (Acceptilato) nedir?

            İbra, alacaklı ile borçlu arasında alacağı ortadan kaldırmak için yapılan anlaşmadır. Alacaklı ile borçlu borcun ödenmeyeceği konusunda anlaşırlarsa borç hukuk açısından sonar erer. Ancak alacaklının bu konuda fiil ehliyetinin olması gerekir. Bu sebeple ergen küçük (14-25) ibra işlemini yapamaz. İki tarafın rızası ile borçlu borcundan feragat ediyor.

 

49- Kaç çeşit akit vardır?

  • Sözlü akitler- şekle bağlı
  • Yazılı Akitler- şekle bağlı
  • Aynî akitler- şekle bağlı değil
  • Rızai akitler- şekle bağlı değil

 

Sözlü akitler: Karşılıklı rıza ile belli bir şekle uyularak yapılır. Bu sözler sıradan sözler değildir. Önceden tespit edilmiş belli bir takım sözlerdi. Şekle uyulmazsa akit geçersizdir. Roma’da şekil genelde sözlüdür. Günümüzde evlilik dışında bütün sözleşmeler yazılıdır.

Aynî akitler: Karşılıklı rıza ve bir malın alınıp, verilmesi gerekir. O zaman diğer taraf bir borç altına girmiş olur. Anlaşma ve eşya gerekir. En eski akit ödünç akdidir. Ariyet, vedia, detentio akdi, pignus (ipotek) oluşması için malın zilyetliğinin devri gerekir.

Yazılı akitler: Bu akitler şekle tabidir. Bu şekil yazıdır. Bizde doe bu şekil vardır.

Rızai Akitler: Sadece tarafların rızası ile oluşur. Şekle ihtiyaç yoktur. Alım-satım akdi, kira akdi, istisna akdi, hizmet akdi gibi

 

50- Şeklin faydaları ve zararları nelerdir?

 

            Faydaları:

  • Hukuki bir muamelenin yapılıp yapılmadığına açıklık getirir.
  • Akdi yapanı düşündürür ve ispatı kolaydır.

Zararları:

  • Hukuki muamelenin yapılmasını güçleştirmesi veya ağırlaştırması
  • Bir şeklin eksikliğinin muameleyi sakatlaması

 

51- İbra ile borcun ödenmeyeceği anlaşması arasındaki fark?

            İbra ile borç hukuken sona erer. Borcun istenmemesi anlaşması ile defi ileri sürülerek olur. Borçlu borcunu inkâr etmez. Yapmış olduğu talep etmeme taahhüdüne rağmen alacağını elde etmek için dava açan alacaklıya karşı defi olarak yaptığı anlaşmayı sürerdi.

52- Stipulatio (Sözlü Akit) hakkında bilgi veriniz?

            Roma Hukuku’nda sözlü akitler şekle tabidir. Roma’da genel akit tipidir. İçinde şart ve vade de olabilir. Beyan edilen sözlerden doğan borç olarak da nitelenebilir.

Şartları;

·         Konusu belli olmalı

·         Konusu mümkün ve kanuna aykırı olmamalı

 

53- Kefalet akdi nedir?

            Şahsi teminat, üçüncü bir kişinin alacaklı ile yaptığı bir muamele ile borçlunun ödemeyi taahhüt etmesidir. Kefilin taahhüdü devamlıdır, mirasçılara geçer.

 

54- Ödünç akdi (mutum) nedir?

            Bir kimsenin (ödünç verenin) belli bir miktarda misli eşyanın mülkiyetini, aynı nevi veya aynı cinsten aynı miktarı iade borcu altına giren başka bir kimseye devri ile meydana gelir. İki unsur gereklidir. Tarafların rızası ve ödünç verilen malın mülkiyetinin nakli.

 

55- Ariyet akdi (commadatum) nedir? (Kullanma akdi)

            Akdin sonunda malın geri verilmesi borcunun altına girilmesidir. Ariyet akdinde, ariyet ücretsiz olarak sonra geri iade edilmek üzere, belli bir süre için verilir. Tüketilmeyecek bir maldır. Ariyette malik olmak şart değildir. Annenizin paltosunu da verebilirsiniz. Ariyet alan parça borcu altına girer.

 

56- Vedia (Depositium) akdi nedir?

            Bir taşınır malı ücretsiz olarak saklamak ve muhafaza etmek için başka bir kişiye verilmesiyle meydana gelir. Malın sahibi olmak gerekmiyor. Başkasının malı da vedia olarak verilebilir. Taşınırlarda olur. Roma Hukuku’na göre aynî akit, Modern hukuka göre rızaı akit. Malı saklamak ücretli olursa, istisna akdi söz konusu

            Bazı özel vedia tipleri vardır.

  • Zorunlu veya sefil vedia: Bazı fevkalade durumlarda, kime verildiğine bakmadan, bir malı muhafaza edilmek üzere tevdi edilmesidir. Evinde yangın çıkıyor, Mücevherlerini komşuya veriyorsun
  • Usulsüz veya düzensiz vedia: Misli bir eşyanın, on buğdayın tahıl ürünleri depolayan bir yere depolanması, paranın bir bankere teslimi usulsüz vediadır. Banker o parayı istediği gibi kullanabilir yine aynı miktarda iade eder.
  • Adi vedia: Para eğer kapalı bir kutu, mühürlü bir zarf ile verilmişse aynen iade olunur ve bu adi vediadır.

 

57- Rehin akdi (Pignus) nedir?

            Borçlu veya üçüncü kişi borca teminat için taşınır veya taşınmaz bir malın zilyetliğini alacaklıya vermesidir. Borcun ödenmesini garantiye almak için yapılır.

 

58- Ayni akitler nelerdir?

  • Ödünç
  • Ariyet (kullanma)
  • Vedia
  • Rehin

 

59- Alım satımda maddi ayıbı yazınız.

            Bir malın kendi yapısında bir bozukluk vardır. Örneğin; M, B’ ye ev yapmaktadır. Bir ay sonra teslim edecektir. Evi teslim eder ama su boruları akıtmaktadır. Çatı akıtmaktadır. İşte bu durum maddi ayıptır. Yararlanmayı güçleştirir değerini azaltır.

 

60- Alım satımda hukuki ayıbı yazınız.

            Bir malın hukuki durumunda ki düzensizlik nedeni ile üçüncü kişinin o mal üzerinde hak iddia etmesidir. Sahip olmadığın bir atın, mülkiyetini devredemezsin.

 

61- Roma hukukun sonraki çağlara 3 etkisini yazınız.

  • Corpus ıuris civilis’teki dürüstlük kuralları modern hukuku etkilemiştir.
  • Her mutlak hak/şahsi hak ayırımı roma hukuku etkisiyle günümüze dek gelmiştir.
  • Roma hukuku, hukuku özel ve kamu hukuku olarak ikiye ayırmış günümüzde de bu ayırım devam etmektedir.

 

62- Şahsi hak nedir?

            Belli bir kişiye karşı ileri sürülebilen haklarıdır. Esas itibarıyla borç ilişkisinden doğar. Alacaklının, borçludan alacaklı olduğu bir edimi isteme hakkı vardır. Alacaklı bu hakkı sadece borçlusun karşı kullanabilir.

 

63- Ayni hak nedir?

            Maddi varlıklar üzerinde sahiplerine karşı mutlak haklardır. Mutlak hak karakterinde olmak üzere yetkiler veren haklardır. Örneğini bir kimsenin mülkiyetinde olan bir kitabın maliki olmasıdır.

 

64- Nispi haklar hangi koşullarda doğmaktadır?

  • Kira akdi
  • Alım-satım akdi
  • Ödünç akdi
  • Haksız fiillerden doğar

 

65- Roma’daki toprak reformunu ve sonuçlarını yazınız.

            Gracchus kardeşler toprak reformu ile, Roma’nın köylü çiftçi sınıfını tekrar oluşturarak Proletarius sınıfı ortadan kaldırmak istiyorlardı. Zenginlerin elinde toplanmış olan toprağın bir kısmını, başkalarına satılmamak kaydı ile topraksız köylülere dağıtılmasını öngördüler. Ancak buna senatus aristokrasisi karşı çıktı. Çeşitli usullerle bu reformun başarısı engellendi. Sosyal çalkantılara neden oldu. Monarşiye doğru bir süreç başladı. Orduların iktidar mücadelesi için acımasızca kullanılmaya başladı. Her türlü silah ve kanlı usullere başvuruldu. Cesar, Helen benzeri bir iktidarlık kurarak devleti karışıklıktan kurtarmak istedi. Ancak içlerinde evlatlığı Brutus’un da bulunduğu bir grup cumhuriyetçi Romalılar tarafından öldürüldü. Yerine yeğeni ve evlatlığı Octavianus geçti.

            Sosyal bakımdan İtalya içindeki halk Romalılaşarak bir devlet oldu.

            Siyasal bakımdan Roma bir imparatorluk oldu.

 

66- Halk Meclislerinin yargı alanındaki faaliyetleri hakkında neler biliyorsunuz?

            Kanunların çıkarılması aşamasında magistraların yapmış olduğu kanun teklifi, halk meclislerinde halkın oyuna sunulur. Halk, kanunların kabul edilmesi için olumlu oy kullanmaktaydı.

 

 

67- İlk hukuk eğitimi nasıl başlamıştır? Anlatınız.

            Birinci imparatorluk dönemi ile hukukçular iki ekole ayrılmıştır. Bugünkü anlamıyla ders verilen yer olarak anlaşılmaması gereken Gabinianus Mektebi ve Praculianus Mektebi bilinen ilk hukuk mektepleridir.

 

68- Appellatio’yu anlatınız.

            İlk derece mahkemesinin beğenmeyen tarafın bu karara karşı yasa yoluna başvurması; mahkeme kararına karşılık krala başvurmadır.

 

69- Roma hukukundaki mal ayırımlarından bildiklerinizi yazınız.

            Romalıların en büyük mal ayırımı, Ferdi Malvarlığına Giren Malların Ayırımıdır.

 

            a- Res Mancipi - Res Nec Mancipi (Değerli Mallar – Değersiz Mallar): Roma Devleti’nin ilk dönemlerinde yapılan en önemli ayırım budur. Devlet arazisi, bu arazi üstünde tesis edilen irtifaklar, köleleri, yük ve çeki hayvanlarını res mancipi olarak kabul etmiştir. Bu mallar dışındaki diğer malları da para dahil res nec mancipi kabul etmiştir.

 

            b- Res İmmobiles -  Res Mobiles (Taşınmaz Mallar – Taşınır Mallar): Arazi ve üzerinde ki binalar taşınmaz, köleler, hayvanlar, insanlar tarafından yeri değiştirilebilen mallar taşınır kabul edilirdi. Taşınır ve taşınmaz mallar aynı hükümlere tabiydi. Iustinianus hukukunda artık sadece taşınır ve taşınmaz ayrımı vardır ve bunların mülkiyeti teslim ile geçmektedir.

 

            c- Res Fungibiles – Res Nec Fingibiles (Misli Mallar – Misli Olmayan Mallar):  Günlük hayatta sayı, ölçü ve tartı ile nesnel niteliklerine göre belirlenen mallara misli eşyalar denilmektedir. Buna karşılık misli olmayan mallar kategorisinde malın somut, ferdi özelliği ilk plana çıkar (köle, ev, bugün kullanılmış otomobil gibi) misli olmayan mallarda bir mal diğerinin yerine geçmez.

 

            d- Tüketilebilen Mallar – Tüketilemeyen Mallar

            e- Bölünebilen Mallar – Bölünemeyen Mallar

            f- Basit Eşya – Toplu Eşya

            h- Asıl Mal – Eklenti – Semere (Res Principalis – Pretinentia – Fructus)

 

70- Zilyetlik (Possessıo) hakkında bildiklerinizi yazınız.

            Bir mal üzerindeki fiili hâkimiyet, zilyet olmak iradesiyle tesis edilirse, zilyetliğin mevcut olduğu söylenir. Zilyetlik taşınır veya taşınmaz mallar üzerinde fiili egemenlik sağlamaktır. Bir malı fiilen hâkimiyetinde bulunduran kimse o malın zilyedi addolunur.

 

71- Zilyetlik ile Mülkiyet arasındaki farklar nelerdir?

            Mülkiyet bir haktır ve malı bu hak gereği maliki bulunduğu mal üzerinde kullanma, faydalanma ve tasarruf yetkisine sahiptir. Zilyetlik ise mal üzerindeki fiili bir durumdur, zilyet bir malı hak sahibi olup olmadığına bakılmaksızın hâkimiyetinde tutan kişidir. Bir malı çalan kimse o malın zilyetliğini elde eder, ancak mülkiyeti kazanamaz. Malı çalınan maliki mülkiyet hakkını muhafaza etmekle beraber, zilyetliği kaybeder.

 

72- Mülkiyet hakkında bildiklerinizi yazınız.

            Mülkiyet, bir mal üzerinde bulunabilecek tam ve inhisarı hakimiyettir. Malik, hukuk düzeni ve hukuki muamelelerle sınırlanmış olmadıkça, bu geniş kapsamlı ayni hakkını dilediği gibi kullanır. Malikin malı üzerinde yapabileceklerini tamamen saymak mümkün olmadığı gibi mülkiyetin tam tarifini vermek güçtür. Mülkiyet malikine; kullanma, yararlanma ve tasarruf yetkisi verir.

 

73- Rehin hakkı muhtevası ve tesis edilmesi hakkında bilgi veriniz.

            Rehin hakkının geçerli olarak doğabilmesi için üç şartın birlikte bulunması gerekir.

  • Mal rehin verenin mülkiyetinde bulunmalıdır; malik olmayan bir kimsenin rehin hakkı tesis edebilmesi için malikin rızası gerekir. Malı rehin olarak alacaklıya teslim eden kimse malik değilse rehin hakkı doğmazdı. Rehin hakkının tesis sırasında malik olmayan borçlu, sonradan malik hala gelirse, rehinli alacaklı rehin hakkını koruyan davayı açabiliyordu.
  • Alacaklı ile aynı teminat veren arasında rehin anlaşması yapılmalıdır; bu anlaşma herhangi bir şekle tabi değildir. Anlaşmanın örtülü olarak da kurulabilmesi mümkündür.
  • Rehinle teminat altına alınan bir alacak mevcut olmalıdır; rehin hakkı feri bir haktır, varlığı geçerli bir alacağın mevcudiyetine bağlıdır. Alacak doğmamışsa rehinde hakkı da doğmazdı. Alacak sana ermişse rehinde sona ererdi. Başka bir deyişle, alacaklının rehin verenden veya bir üçüncü şahıstan muteber bir alacağı yoksa rehin hakkı ne doğabilir ne de devam edebilirdi.

 

 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol